24 temmuz 2010. Eve döndük. Daha kapıdan yeni girmiştim, bir baktım ki, yine kapı çaldı. Sen geldin. Heyecandan bayılacaktım, o kadar sevindim ki. seni gördüğüme. 2 haftalık hasretden, üzüntüden sonra böyle birden bire seni karşımda görünce dayanamadım. Az kalsın boynuna atlayacaktım, sarılacaktım sana. Ama zor tuttum kendimi. Daha ortada bir şey yokken senin duygularını bilmezken nasıl yapacaktım ki bunu, yoksa bu çok komik olurdu.
Uzun-uzun baktım gözlerine, daldım hayallare, heyecandan ne yapacağımı bilemedim, seninle konuşmak için bir behane arıyordum. Ve buldum.
Çektirdiğim fotoğrafları gösterdim sana. Baksana, nasıl çıkmışım? dedim. Her zamanki gibi çok güzel olmuşsun dedin. İşte budur. Senden duymak istediğim buydu benim. Sonra beraber bir yerlere gidelim dedin, hazır ben de burdayken çıkalım, dolaşalım dedin. Hep beraber çıktık yola. Güzel bir gün geçirdik. Bütün gün senin gözlerine daldım, seni çok özlemiştim. Hayallere dalıyordum gözlerinde. Muhteşem günün sonunda bir hoşçakal demekle ayrıldı yolumuz. Çünkü ben yarin seni yine göreceğimi biliyordum. Her gün görüyordum ya seni…
Bu günden başlayarak aramızda muhtesem aşk hikayesi başlamak üzereydi.
26 temmuz 2010….
cok guzel.